Uçağı Uçurmayı Unutma – Bir Kriz Yönetmek İçin 5 Prensip
15 Ocak 2009 günü, öğleden sonra Kaptan Chesley Sullenberger (nam-ı diğer “Sully”), US Havayolları 1549 numaralı uçuşun kaptan pilotuydu. Uçuş, New York’ta LaGuardia havaalanından kalkışla başlayıp önce Charlotte Douglas’a uğryacak, ardından da Seattle-Tacoma’da sonlanacaktı. Kalkıştan kısa bir süre sonra karşılarına oldukça geniş bir kanada kazı sürüsü çıktı ve büyük çarpışma sonucu, uçak tüm motor gücünü kaybetti. Kaptan Sullenberger ve yardımcı pilot Jeff Skiles, New York’taki Hudson Nehri üzerine acil durum inişi yaptı ve 155 yolcu güvenli bir şekilde kurtarıldı.
Bunu “Hudson’da Mucize” ismiyle belki duymuşsunuzdur. Belki de olay gerçekleştiğinde haberlerde görmüş, kitabını okumuş veya bu müthiş hikayenin filmini izleşmiş de olabilirsiniz. Bu videoda, Kaptan Sullenberger, dakika dakika kendisi ve uçuş ekibinin bu olağanüstü krizi nasıl ele aldığını paylaşıyor. Ben de Kaptan Sullenberger’in tecrübesinden, hepimizin bir krizi yönetirken kullanabileceği beş kilit prensip derledim.
- Acımasızca önceliklendirin—Sully, motor gücü olmadan havada sadece birkaç dakika süzülebileceklerini biliyordu. O anda, sadece en kritik birkaç şeyi yapmaya odaklanabilecek kadar zamanı olduğunu fark etti. Hemen motor ateşleme düğmelerini yeniden açarak çalışıp çalışmayacaklarına baktı ve sonra da yardımcı güç ünitesini açtı ve uçağın elektrik sistemlerine güç gitmesini sağladı.
Filmdeki en sevdiğim sahnelerden birinde Sully, en önemli önceliklerini göz önünde bulundurmanın kritik önemini vurguluyordu. Derslerinden birinin tamamlarken eğitmeni genç Sully’e şunu söylemiş: “Her ne olursa olsun, uçağı uçurmayı asla unutma.” “US Havayolları 1549 numaralı uçuşta kriz baş gösterdiğinde Sully ilk önceliğinin uçağın uçmaya devam etmesi olduğunu biliyordu. Bir kriz esnasında, liderler genellikle tüm önceliklerle adeta boğulmuş halde olurlar ve aslında hepsini de aynı anda halletmek mümkün değildir. Kurumunuzun karşı karşıya olduğu en kritik bir veya iki ihtiyaç hangileri? Bunlara odaklanın, hallettiğinizde diğer önceliklere geçebilirsiniz.
“Her ne olursa olsun, uçağı uçurmayı asla unutma!”
- Belirle ve Karar ver—Sully en önemli öncelikleri değerlendirdi ve hemen elindeki seçenekleri belirledi: LaGuardia Havaalanına geri dönmek, uçağın yönünü New Jersey Teterboro havaalanına çevirmek ya da Hudson Nehri’ne inmeyi denemek. Bildiğimiz gibi kararı Hudson Nehri’ne iniş yapmak yönünde oldu.
Bir kriz yönetmek genellikle az bir bilgi ile hızlı kararlar vermenizi gerektirir. Zaman, kritik öneme sahip olduğunda analiz etmek değil harekete geçmek gerekir. Çizdiğiniz yol haritası tercih edilen bir seçenek olmasa da, kaderinizi elinize almak için adımlar atıyorsunuz demektir. Eminim Sully de bir uçak pistine kontrollü iniş yapmayı tercih ederdi ancak bunun uygulanabilir bir seçenek olmadığını anladı. Hudson Nehri’ne iniş yapmaya karar verdi ve bunun gerçekleşebilmesi için de elinden gelenin en iyisini yaptı.
- İşbirliği yap—Sully, yardımcı pilot Jeff Skiles’ı Hudson Nehri’ndeki mucize konusundaki rolünün gerçekten de çok önemli olduğun belirtiyor. Hikayeyi iyi bilenler bunun Sullenberger ve Skiles’ın birlikte ilk uçuşları olduğunu iyi bilirler. (Başka uçaklarda 20.000 saatten uzun tecrübesi olmasına rağmen) bu uçuş deneyimi Skiles’ın bu sınıf bir uçağı kullanabilecek sertifikayı alması sonucu ilk Airbus A320 tecrübesiydi. Tüm bu durumlara rağmen iş birliği yapıp birlikte yek vücut gibi çalışabildiler, tabi ki sıkı eğitimleri, net rolleri ve sorumlulukları yardımıyla.
Krizler iş birliği gerektirir. Ortada bir kişinin halledebileceğinden fazla sorun ve eğer lider “kahraman”ı oynamak ve her şeyi kendisi yapmak isterse de bu da sadece başarısızlığa yol açar. “Hiçbirimiz, hepimiz kadar akıllı değiliz” ifadesini gerçekten de çok seviyorum çünkü takım çalışmasını gerçekten de çok güzel anlatıyor. Kiminle iş birliği yapmanız gerekiyor? Eldeki sorunları halletmek için kritik öneme sahip olup sende olmayan özelliklere kim sahip? Krizlerde takımlar başarılı olur, bireyler değil.
“Hiçbirimiz hepimiz kadar akıllı değiliz.”
- Dikkatlice iletişim kur—Sully, kriz esnasında kullandığı kelimeleri özenle seçti. Mevcut durum açık net, kısa ve titiz bir dil gerektiriyordu. Açıklama yapacak, müzakereyi cesaretlendirecek ya da tartışacak zamanı yoktu. Kokpit konuşmalarını dinler ya da okursanız Sully ile trafik kontrolü arasında bir yada iki kelimelik yanıtlar olduğunu fark edeceksiniz. Biraz durumun stresi yüzünden fakat aynı zamanda çok net ve etkin olma ihtiyacı ile birlikte Sully gerçekten gerekli şeyleri söyledi. Uçuş görevlileri ve yolculara “Çarpışma için hazırlanın!” emrini verdiğinde bunu bilerek yapmış çünkü buradaki “hazırlanmak” kelimesinin görevliler için belirli bir anlamı daha var: (acil) iniş için kendi güvenlik prosedürlerini yerine getirmek. Sully yine isteyerek sakin ve rasyonel bir şekilde iletişim kurmayı seçmiş, çünkü onun deyimiyle, “Cesaret bulaşıcı olabilir”.
Siz bu kriz zamanında nasıl iletişim kuruyorsunuz? Kelimelerinizi dikkatlice ve isteyerek mi seçiyor ve onları cesaret içeren ve takımınıza umut verecek bir şekilde mi kullanıyorsunuz? Şu anda süslü, dokunaklı diplomatik bir şekilde kelimelerin seçilerek kullanıldığı iletişimin tam zamanı. İnsanlara doğruyu dobra dobra ama umursayan bir şekilde söyleyin. Böylece dürüstlük ve şeffaflığınıza saygı duyacaklardır.
“Cesaret bulaşıcı olabilir.”
- İşi bitirin—US Havayolları 1549 numaralı uçuş ekibi için uçağı indirmek işin ilk kısmıydı. Uçak nehre güvenli bir şekilde indiğinde tüm yolcuların tahliye edilip kurtarılmaları gerekiyordu. Sully ve uçuş ekibinin kalanı yolcuları güvenli bir şekilde çıkarmak için harekete geçtiler. Başardıkları güvenli inişi kutlamadılar bile. Atılması gereken bir sonraki adımı atılar. Saatler sonra 155 yolcunun güvenli bir şekilde tahliye edildiği ve tüm ekibin de güvende olduğu onayını alana kadar Sully’nin işi bitmiş sayılmazdı.
Krizde ilk olarak liderlerde adrenalinle ateşlenmiş bir tepki oluşur. Güçlü bir şekilde başlarız fakat zaman geçtikçe aciliyet hissi azaldıkça biraz yavaşlamaya başlarız. Proaktif ve takımın ihtiyaç duyduğu şekilde belirgin şekillerde liderlik etmeyi bırakırız. Şartlar biraz istikrarlı hale gelmiş olabilir ve “yeni normal”e geçici bir süreliğine bir şekilde adapte olmuş olabiliriz fakat bu krizin sona erdiği anlamına gelmez. İş henüz bitmedi bu yüzden de şu anda insanların ihtiyacı olan lider olmaya devam edin.
Sully Sullenberger’ ne zaman konuşsa, her seferinde Hudson Nehri’ndeki Mucize’de rolü olan herkesin katkısının altını çiziyor. Uçuş ekibinin geri kalanı, hava trafik kontrolörleri, yolcuları kurtaran sahil güvenlik ekibi, Liman Polisi, sağlık ekipleri ve başarılı sonuca katkı sağlamış bir dolu insan… Sully ve uçuş ekibi, bütün durumun sadece birkaç değişkenini etkileyebilirdi, çoğu ise kontrolleri dışındaydı.
Kurumsal lider olarak Koronavirüs salgını sürecinde yaşadığımız çoğu şey bizim kontrolümüz dışında gerçekleşiyor. Ancak aşmamız gereken kilit konuları önceliklendirebilir, olayların akışı yönünde en iyi seçeneklerin hangileri olduğuna karar verebilir, birbirimizle etkin bir şekilde işbirliği yapabilir, takımlarımızla net ve amacımızı göstererek iletişim kurabilir ve bu işin sonunu getirebiliriz. İşte kriz esnasında etkin bir şekilde liderlik etmek tam da bunun böyle bir şey.
Randy Conley
The Ken Blanchard Companies resmi blog hesaplarından Leaderchat.org sitesinde https://leaderchat.org/2020/04/23/remember-to-fly-the-airplane-5-principles-for-leading-in-a-crisis/ linkinde yer alan “Remember ro Fly the Airplane – 5 Principles for Leading a Crisis” isimli makalenin çevirisidir.