Çalışanlarınıza Daha Fazla Özerklik Vermek İster misiniz? Önce Sınırları Belirleyin!
Bu, kendi içinde çelişkili gibi görünebilir, ancak kuruluşların bir yetkilendirme kültürü geliştirmeye başlamasının en iyi yolu sınırlar koymaktır. Sınırlar derken, insanlara nereye gidip gidemeyeceklerini söyleyen kısıtlayıcı, dikenli telleri kastetmiyorum tabi ki. İnsanların beceri düzeylerine bağlı olarak daha fazla sorumluluk ve özerklik almalarını sağlamak için genişleyebilen esnek yönergelerinden bahsediyorum.
Bazı liderler, insanlara özerklik tanımanın, onlara yapmak istedikleri her şeyi yapma özgürlüğü vermek anlamına geldiğini düşünür. Ama bu doğru değil. Tıpkı nehir kıyılarının bir nehrin akmasına izin vermesi gibi, etkili sınırlar da insanların enerjisini doğru yöne kanalize etmeye yardımcı olur. İnsanlara sınırlar içinde özgürlük vermek, onları doğru bir şekilde büyümeleri, gelişmeleri ve hedeflerine ulaşmaları için yetkilendirir.
Sınır belirlemeye harika bir örnek bütçeledirmedir. Bütçe belirleme becerisine sahip olmayan kişilere daha fazla sorumluluk verilmeden önce bir sınır -harcama sınırı- verilir. Ayrıca, daha fazla özerklikle başa çıkmalarını sağlamak için ihtiyaç duydukları eğitim ve beceri geliştirmeleri de verilir.
Yine, kulağa mantıksız gibi gelse de, kuruluşların gerçek bir özerklik kültürü yaratabilmeleri için temel bir yapıya sahip olmaları gerekir. Bu yapı, ortak bir amaç, değerler ve hedefler, bireysel iş rolleri, özel teşvikler ve diğer motivatörler ile birlikte uygun davranış modelleri ve başarı ölçütlerini içerir. Temel yapıtaşları, elbette şirket kurallarını, politikalarını ve prosedürlerini de içerebilir. Ancak, bir politika mantıklı olmadığında insanların istisnalar yapmak için beyinlerini kullanmalarına izin verilmesi şartıyla.
Takım üyeleri, özerkliğin tüm kararları hemen kendilerinin alacakları anlamına geldiğini düşünebilir ve yöneticilerinin stratejik kararlar almaya devam edeceğini öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğrayabilirler. Ancak insanlar karar verme sürecine neyin dahil olduğunu yöneticilerinden öğrendikçe ve sürecin içerdiği riskleri üstlenme konusunda daha rahat hale geldikçe, yöneticileri onları operasyonel kararlara dahil edecektir. Düzenli eğitim yoluyla, insanlar kararlarından ve olası sonuçlarından kademeli olarak sorumlu hale gelirler ve yöneticiler karar alma süreçlerine daha az dahil olurlar. Bu ana esaslar, yöneticilerin ve çalışanlarının yeni tanımlanan rolleri dahilinde özgürce çalışmasına izin verir.
Gerçek bir yetkilendirme kültürü, sınırlar oluşturmayı, bir yapı ve eğitim sunmayı ve sonra da yoldan çekilip çalışanlarınızın olağanüstü iş çıkaracağına güvenmeyi içerir.
KEN BLANCHARD
(Ken Blanchard’ın makalelerinin yer aldığı www.howwelead.org adlı blogunda yer alan “Want to Give Your People More Autonomy? Set Boundaries First!” isimli makalenin Türkçe çevirisidir.)