Güven ve Kişilik – Bazı insanlar diğerlerinden daha fazla güvenmeye programlanmış olabilir mi?
Güven alanında en sevdiğim şeylerden biri derinliği ve genişliğidir. Güven çok boyutludur ve benim gibi bir güven meraklısı için tüm ayrıntılarını keşfederken kaybolmak kolay (ve çok da eğlenceli!).
Erken çocukluk ve yaşam deneyimleri, inançlar, değerler, cinsiyet, milliyet, kültür, yaş ve kişilik hem güvene bakış açımızı hem de başkalarına güvenme isteğimizi etkileyen faktörler arasındadır. Liderlerin başkalarıyla aralarındaki güveni oluşturmasına yardım ederken bana en çok sordukları faktör kişiliktir.
Kişilik, tıpkı güven gibi, birçok bileşeni olan bir kavramdır. İnsanlar bana; kişiliklerinin, güvenle ilgili görüşlerini nasıl şekillendirdiğini soruyorlar. Aslında bunu yaparken güven karşısında spesifik bir şekilde davranmaya programlanıp programlanmadıklarını merak ediyorlar.
Kişilik – veya daha başka bir deyişle mizaç – çalışması, Hipokrat’ın dört temel mizaç tipini ilk kez tanımladığı 2.500 yıldan öncesine dayanır. Ona göre bu dört mizaç tipi; iyimser, asabi, melankolik ve soğukkanlı. Kişilik çalışması yüzyıllar boyunca devam etti ve araştırmalar bilgimizi derinleştirdi ve genişletti. Günümüzde kullanımda olan birçok popüler kişilik tipleme sistemi var, ancak bu sistemler çoğu insanın ihtiyaç duyduğu anlarda uygulayamayacağı kadar karmaşık olma eğiliminde. Daha bu ay, insanların kendilerini ve başkalarını daha iyi anlayabilmeleri için mizaçlarının temel psikolojik ihtiyaçlarını, değerlerini, yeteneklerini ve davranışlarını nasıl şekillendirdiğini keşfetmelerine yardımcı olmak için dört mizaçlı bir çerçeve öğreten Essential Motivators™ (Temel Moivatörler) isimli eğitimimizi tanıttık.
Şimdi, kişiliğimizin güvenme isteğimizi nasıl etkilediği sorusuna geri dönelim. Bazı insanlar diğerlerinden daha fazla güvenmek için programlanmış olabilir mi?
İlk olarak, güvenme eğilimimiz (isteğimiz) denen şeyi keşfetmemiz gerekir. Bu, başkalarına güvenmekle ilgili içimizden gelen doğal yaklaşımdır.
Bir kişinin başkalarına güvenme isteğinin bir süreç olduğunu farz edelim. Bir uçta “Herkese otomatik olarak güvenirim”, diğer uçta ise “Kimseye güvenmem” olsun. Duruma ve bağlama (güvenilen kişi, risk düzeyi, güvenimizin ihanete uğrama olasılığı vb.) göre, bu yelpazenin herhangi bir yerinde olabiliriz. Bir durumda isteyerek güvenebilir, farklı bir durumda güvenimizi esirgeyebiliriz. Bununla birlikte, insanlarla günlük sıradan etkileşimlerimizde, çoğumuz bu ölçeğin ortasında bir yere düşeriz.
Güvenmeye istekli olmamızdaki en önemli faktörlerden biri, karşımızdaki kişinin güvenilirliğidir. Bir kişinin güvenilirliği, eylemlerinin güvenin ABCD’siyle (güvenin doğasındaki dört element) ne kadar uyumlu olduğuna göre değerlendirilebilir:
- A – Yetkin: Yeterlilik Gösterir
- B – İnanılır: Doğru ve Dürüst Davranır
- C – İlgili: Başkalarına Önem Verir
- D – Sağlam: Verdiği Sözlerin Arkasında Durur
Dört Temel Motivatör modelini güvenin dört elementiyle karşılaştırarak, bunların güvenme isteğimizi nasıl etkilediğini görmeye başlayabilirsiniz. Temel Motivatörlerin dört tipine biraz daha detaylı bakalım:
Ateş Tipi – Ateş İnsanları, bir sonraki eylemi seçme ve anın ihtiyaçlarına cevap verme özgürlüğüne değer veren, doğaçlamaya yatkın kişilerdir. Hemen işe yarayacak etki, sonuç ve çözümleri elde etmek isterler. Ateş tipine sahip insanların en güvenilir buldukları güven elementleri sizce nelerdir? Yetkinlik ve Sağlamlık. O an yaptıkları işte yetkin; doğru bilgi, beceri ve uzmanlığa sahip; işleri halleden yetenekli; verdiği sözleri tutan ve hesap verebilir insanlara güvenme eğilimindedirler.
Toprak Tipi – Toprak tipindeki insanlar katkıda bulunacakları bir yer isterler. Sorumluluk, hesap verebilirlik, yapı, istikrar ve bunları koruyup sürdürmek isterler. Bu temel motive edici unsurlar nedeniyle, toprak tipindeki insanlar, eylemlerinde İnandırıcı olan insanlara güvenmeye daha isteklidirler. Dürüst ve etik olanlara (diğer tiplerde de olduğu gibi) ve ne olursa olsun sözlerini yerine getirerek Sağlamlığa örnek olanlara güvenmek daha fazla içlerinden gelir.
Hava Tipi – Hava tipindeki insanlar teorisyen olma eğilimindedir ve harekete geçmeden önce her şeyin arkasındaki teorileri bilmek ister. Yetkinliğe ve ustalığa değer verirler ve genellikle uzun vadeli sonuçlar sağlayan mantık ve çalışma ilkelerine yönelirler. Yetkinlikleri ile güvenilirlik sergileyen kişilerin, Hava tipine sahip olanların güvenini kazanma olasılığı daha yüksektir.
Su Tipi – Su tipindeki insanlar, özgün, sevecen olmak ve anlamlı bağlara sahip olmak ister. Anlam, amaç ve kimliğe değer verirler ve ilişkilerinde bu unsurları ararlar. Su tipinin hangi güven elementine yöneldiğini düşünüyorsunuz? İlgili! Yakınlık kuran, açık bir şekilde iletişim kuran ve gerçek, şefkatli ilişkilere değer veren insanlar, Su tipindeki kişinin güvenini kazanır.
Temel Motivatörleri tartışırken anlamamız gereken önemli bir nokta var. Hepimizde belirli bir tip daha baskın olsa da, her birimiz dört tipin tümünden öğeler sergileriz. Aynı şey güvenin ABCD’si için de geçerli. Güvenilirliğimizi, güvenin dört elementiyle de uyumlu davranışlar ile gösteririz. Güvenin dört elementini dengeli bir şekilde sergileyen kişilere daha fazla güveniriz. Bu nedenle, birini tipine göre sınıflandırıp onun yalnızca belirli insan türlerine güvendiğini söylemek adil veya uygun değildir. Ancak hangi tipin özellikleri bizde baskın ise, o tip genellikle bizim bir kişinin güvenilir olup olmadığına ilişkin ilk algımızı etkilemektedir. Bunu söylemek doğru olur. Birine olan güvenimizi ne etkiler? Onları kendimiz gibi algılamamız!
Hem Temel Motivatörlerimiz hem de karşımızdaki kişinin güvenilirliği, onlara olan güvenimizi artırmaya ne kadar istekli olduğumuzda büyük rol oynar. Dört tipi ve her birinin doğal olarak hangi güven elementlerini aradığını anladığımızda, kendi güvenilirliğimizi daha iyi sergileyebilir ve daha derin ve anlamlı ilişkiler kurabiliriz.
Randy Conley