Yeni Nesil Çalışanlar için Ömür Boyu Çalışabilecekleri Bir İş Yeri Yaratmanın 3 Anahtarı
İnsanlar, 26 yaşında hayatımın sonuna kadar çalışmak istediğim şirketi bulduğumu söylediğimde hep şaşırıyorlar. Bu kadar genç olmama rağmen tüm kariyerimi geçirmek istediğim yerin burası olduğundan nasıl bu kadar emin olabiliyorum?
Dışarıdan bakıldığında, bu durum benim yaş grubumdaki insanlar arasında sıra dışı görünüyor olabilir. Pek çok arkadaşım tükenmişlik yaşıyor ve kendilerine yeni işler arıyor. Araştırmalar, her yaştan çalışanın, ama özellikle de Y kuşağı ve Z kuşağı çalışanlarının sırasıyla %59 ve %58 ile en yüksek tükenmişlik oranlarını bildirdiğini gösteren anketlerle yalnız olmadıklarını gösteriyor.
Ancak konu çalışan bağlılığı ve kurum bünyesinde kalma olduğunda o kadar da benzersiz değilim. İnsanlar, güven ve iş birliği üzerine kurulu, uzun yıllar boyunca büyüyüp gelişmekte özgür oldukları bir çalışma kültürünün parçası olmanın mümkün olduğuna inanmak istiyorlar.
İş yerinde uzun ömürlülük, sadece bireyler için değil, aynı zamanda kurumlar için de iyidir. Çalışan bağlılığı, kurumsal başarının arkasındaki itici güçtür. Yetkilendirilmiş çalışanlar daha üretken, yenilikçi ve kararlıdır. Çalışan devrinin maliyeti, kuruluşların adanmış, enerjik bir iş gücüne yol açabilecek faktörleri görmezden gelemeyeceği kadar yüksektir.
Peki çalışan bağlılığını sağlamanın ve sürdürmenin anahtarları nelerdir? Gelişim, iletişim ve güven. Bu temel unsurlar yalnızca çalışanları yetkilendirmekle kalmaz, aynı zamanda tüm organizasyonların genel başarısına da katkıda bulunur.
Gelişimle Başlayın
Gelişim temel bir insan ihtiyacıdır. Hepimiz kişisel ve mesleki gelişim arayışındayız ve iş yeri bunu teşvik etmek için ideal bir ortam sağlıyor. Çalışanlarının gelişimine öncelik veren ve yatırım yapan şirketler, bir bağlılık ve sadakat kültürü yaratır.
Çalışanlar için gelişim fırsatları ve net kariyer yolları sunmak, kurumda kalmaları açısından kritik önem taşır. İnsanlar kendilerine verilen görevlerin anlamlı olduğunu ve sıkı çalışmalarının karşılığını şirket içinde ilerleme ile alacaklarını hissederlerse, becerilerini geliştirir, yeni zorlukların üstesinden gelir ve olumlu bir etki yaratırlar.
İnsanlar şirket içinde kendi gelişimlerini sahiplendiklerinde, güçlü bir bağlılık duygusu hissederler ve bunun yöneticileri tarafından kutlanması çok önemlidir. Kariyer hedefleri ve terfi fırsatları hakkında düzenli olarak bire bir görüşmeler yapmak, yöneticilerin çalışanları kendi gelişimleri için sorumluluk üstlenmeleri konusunda güçlendirmeleri için harika bir yoldur. Çalıştığım şirket, isteğe bağlı bir kariyer gelişim programı sunduğu için minnettarım. Katılım zorunlu olmadığından, bu programa katılmaya karar verdiğimde gerçek bir özerklik duygusu yaşayabildim.
Etkili İletişim Esastır
Gelişimi benimseyen ve sahiplenen çalışanlar, kendi bağlılıklarının ve şirkette kalmalarının önünü açarlar.
Bununla birlikte, gelişimin en iyi, çalışan ve yönetici arasında açık ve etkili bir iletişim ortamında olduğunu unutmamak önemlidir.
İşimizi tatmin edici kılan şeylerin çoğu liderimizle olan bağımızdır. Sıklıkla insanların işlerinden değil, yöneticilerinden ayrıldıkları söylenir. Gerçekten de iş yerinde sahip olduğumuz en önemli ilişki yöneticimizle olan ilişkimizdir.
Sağlıklı bir çalışan/lider ilişkisi geliştirmek için etkili iletişim şarttır. Liderlerle açık bir şekilde iletişim kurabilmek güven oluşturur, bağlılığı teşvik eder ve insanları tükenmişlikten korumaya yardımcı olur. Bir çalışan yöneticisiyle her bire bir görüşmesinde, aralarındaki özgün ilişkiyi güçlendirir. Yöneticim bu bire bir toplantılarımızın gündemini belirlemem için bana yetki verir ve ilerlememi, karşılaştığım zorlukları ve hedeflerimi görüşmem için bana alan ve zaman tanır, bu da ilişkimizi destekliyor.
Şirketimdeki insanların biraz avantajlı olduğunu itiraf etmeliyim. Blanchard®’da çalışmanın bir avantajı da SLII®, Temel Motivatörler ve Görüşme Kapasitesi gibi eğitim programlarının mevcut olması. Bu programlardan kazanılan beceriler, öğrencilerin kendilerini ve birbirlerini daha iyi anlayarak daha etkili iletişim kurmalarını sağlar. İletişim ve büyümeye yönelik bu iş birlikçi yaklaşım, sahiplenme ve ortak sorumluluk duygusunu besliyor ve bu da beni son derece adanmış ve Blanchard’da kalmaya istekli kılıyor.
Güven Temeldir
Kurumumda mümkün olduğunca uzun süre çalışmak istememin diğer tüm nedenlerinin altında yatan üçüncü unsur ise güven. Çalışan bağlılığının var olabilmesi için güven gereklidir.
Çalışanlar liderlerine güvendiklerinde, sadece zamanlarını ve enerjilerini harcamakla kalmaz, aynı zamanda iş yerinde kendilerini güvende hissederler. Yöneticimin hem benim hem de şirketin çıkarlarını en iyi şekilde gözettiğine inandığım için iş yerinde psikolojik güvenlik ve derin bir esenlik duygusu yaşıyorum. Yöneticim ayrıca işimi yapmam için bana yetki veriyor ve güveniyor; bu da kendimi yalnız bırakılmış hissetmeden özerklik deneyimlememi sağlıyor çünkü ihtiyacım olduğunda yönlendirme ve destek isteyebileceğimi biliyorum.
Çalışanların çıkarlarını gözeteceğine inanan insanların güveni liderlerin söz ve eylemleri ile de desteklendiğinde, çalışanlar gönülden çaba sergilemeye daha fazla istekli olurlar.
İnsanlara Yatırım Yapın
Çalışan bağlılığı; büyüme, iletişim ve güvene stratejik olarak odaklanmayı gerektirir. Bu üç temel unsur sadece çalışanları güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda üretkenliğin artmasına, inovasyona ve uzun süren sadakate yol açan bir bağlılık kültürü yaratır.
Bir gün şirketimden emekli olmayı hayal eden 26 yaşında bir profesyonel olarak, çalışanların gelişimine, açık iletişime ve güven oluşturmaya öncelik veren kurumların, çalışanların kendilerini değerli hissettiği, motive olduğu ve her gün ellerinden gelenin en iyisini yapmak için heyecan duyduğu bir iş yeri kültürü yarattığını söyleyebilirim. Bu kurumların, bağlılığı yüksek bir iş gücünün meyvelerini toplama olasılığı daha yüksektir.
Ellie Haskins’in kaleme aldığı “3 Keys to Becoming a Lifetime Employer for a New Generation of Workers” adlı makalenin çevirisidir.