İnovasyon Kimin Sorumluluğudur?
Yaygın kanıya göre, kurumlardaki en başarılı liderler, (yeni ürünler, daha fazla kâr, daha iyi müşteri hizmetleri, daha yüksek çalışan bağlılığı, daha düşük iş gücü devri vb. gibi) olumlu değişikliklere yol açan en iyi fikirleri ortaya atanlardır. Ancak bu bir yanılgıdan başka bir şey değil.
Başarılı şirketlerdeki liderler, şirkette tek aklı olan kişilerin tepe yönetim ekibindekiler olmadığını bilirler. Bu liderler çalışanlarıyla yan yana çalışıp, şirket hakkında bilgi paylaşarak, önemli konularda görüşlerini sorarak ve iletişim kanallarını açık tutarak onları yetkilendirirler. Her kademeden çalışanın yenilikçi düşünme yeteneğine sahip olduğuna, herkesin dahil edilmesi ve düşüncelerinin, görüşlerinin ve fikirlerinin dikkate alınması gerektiğine inanırlar. Bir düşünün: Her lider bu inançla hareket etse, insanların kendileri ve işleri hakkında hissettiklerinde ne büyük bir fark yaratırdı!
İnovasyonun ne zaman ortaya çıkacağını asla bilemezsiniz. 1981 yılında Spencer Johnson ile birlikte biraz yenilikçi bir şey yaptık. Birlikte, o zamana kadar benzeri yapılmamış türden bir kitap yazdık: One Minute Manager (Bir Dakika Yöneticisi). Spencer ile tanıştığımızda eşim Margie ve ben liderlik eğitimi ve danışmanlık işimizin ilk aşamalarındaydık. Management of Organizational Behavior (Örgütsel Davranış Yönetimi) başlıklı bir üniversite ders kitabının ortak yazarı olduğum için yerel yazarlar için düzenlenen bir etkinliğe davet edilmiştik. Spencer bir çocuk kitabı serisi yazmıştı ve bir psikologla birlikte ebeveynler için The One Minute Scolding adlı bir kitap üzerinde çalışıyordu. Margie Spencer’la ilk tanıştığında onu elinden tutup yanıma getirdi ve “Siz ikiniz yöneticiler için bir çocuk kitabı yazmalısınız, onlar başka bir şey okumazlar,” dedi. Kısa bir süre sonra Spencer ile, çalışanlarını yetkilendirerek ve onları doğru şeyler yaparken yakalayarak en iyi performansı nasıl elde edeceğini bilen bir yönetici hakkında kısa bir hikâye yazmaya karar verdik. Taslağı gösterdiğimiz herkes övgüler yağdırdı. New York’taki büyük yayıncılardan herhangi biriyle görüşmeden The One Minute Manager‘ın 20.000 nüshasını kendimiz bastık ve sattık.
Şirketimiz 45 yıldır insanları yetkilendirme işinde. Kurucu ortaklarımızdan Don Carew ve Eunice Parisi-Carew, The One Minute Manager Builds High Performing Teams (Bir Dakika Yöneticisi ve Yüksek Performanslı Takımlar Kurma) kitabı üzerinde çalışırken “Hiçbirimiz hepimiz kadar akıllı değiliz,” ifadesini ortaya attı. Bu söz; özünde bir oda dolusu yaratıcı takım üyesinin fikir alışverişinde bulunmasının ve çözüm bulmak için birlikte çalışmasının yerini hiçbir bireyin alamayacağı anlamına geliyor. İşte inovasyon tam olarak budur! Bu tür dinamik bir bağlantının parçası olmak, her bir takım üyesinde güven, aidiyet ve kapsayıcılık duyguları yaratır.
İnsanların, herkesin inovasyon yapabileceği fikrini benimsemelerini sağlamak için liderlerin öncelikle oldukça riskli bir şeyi taahhüt etmeleri; çalışanlarına hata yapmanın ve başarısız olmanın sorun olmadığını anlatmaları gerekir. İnsanlar hata yaptıklarında cezalandırılacaklarını (ya da daha kötüsü, işlerinden olacaklarını) düşünürlerse inovasyona yönelmeyeceklerdir. Başlarını öne eğecek ve sadece işlerini yapacaklardır. İnsanları beyin fırtınası seansları için bir araya getirmek ve sadece “orada olmakla” kalmayıp fikirlerini grupla paylaşmaları için cesaretlendirerek onları sürece dahil etmek liderin görevidir.
WD-40 şirketinin Emeritus CEO’su ve Helping People Win at Work kitabının ortak yazarı olan yakın dostum Garry Ridge, insanların hata yaptıklarında cezalandırılmayacaklarını bildikleri güvenli bir kültür yaratmak istiyordu. WD-40’ın başına geçtiğinde şöyle demişti: “‘Hata’ kavramını yeniden tanımlamak zorundaydım. İnsanlara başarısız olmaktan korkmamayı öğretmem gerekiyordu.” İşyerinde inovasyonu teşvik eden pek çok lider de aynı şekilde düşünüyor. Hataları ve başarısızlıkları önemli veriler olarak ele alırlar (Garry Ridge bunlara “öğrenme anları” diyor) çünkü bunlar genellikle çığır açan gelişmelere yol açabilir.
Olumlu değişim için tüm yenilikçi fikirleri bulma konusunda yalnızca tasarımcılara ve tepe yönetime güvenen kuruluşlar, iş gücünün geri kalanını hafife alıyor demektir. Herkes bir inovasyon kültürüne katkıda bulunabilir.
Ken Blanchard
Ken Blanchard’ın “Who Are the Innovators of Today?” adlı makalesinin çevirisidir.