Nörobilim Tarafından Çürütülen Öğrenmeyle İlgili 6 Efsane
Nörobilim, tabi ki bir füze bilimi değil. Ama daha da zor, çünkü insan beyniyle ilgili. (Çoğumuz için kavraması zor olabilen) fizik kanunları net olsa da, beyin kimyasının insan davranışını nasıl etkilediğini kontrol eden kurallar çok daha fazla değişkendir. 2000’de fMRI makinesinin ortaya çıkmasıyla beyin çalışmaları oldukça hız kazandı ve bununla birlikte beyin hakkındaki pek çok eski efsane de çürütüldü.
İşte özellikle öğrenme uzmanlarını ilgilendiren bu efsanelerden altısı.
Efsane 1: Bazı insanlar çoklu görevlerde iyidir.
Çoklu görev (multitasking) diye bir şey yoktur. Sadece kişinin dikkatini çok hızlı bir şekilde yönlendirebilme becerisi vardır ve bu becerinin de sınırları vardır. Bu gerçek, sanal öğrenme deneyimleri tasarlayan öğrenme uzmanları için çok önemli çünkü etkileri çok güçlü. Sanal ortamda öğrenen kişiler dikkatini dağıtabilecek ya da yüz yüze bir sınıfta olduğundan çok daha fazla kendilerini eğlendirecek seçeneğe sahip, bu nedenle öğrencileri ilgili ve tetikte tutmak daha da önemli hale gelir.
Efsane 2: Uyurken de öğrenebiliriz.
Uyku, öğrenme için kritik öneme sahiptir; öte yandan, tüm öğrencilerin bu yöndeki umudunu kırmayı istemesek de bunun nedeni uyurken öğrenmek değildir. Uyumadan önce hatırlamak istediğimiz şeyi hatırlamak için çalışmamızın nedeni, kısa süreli anıların biz uyurken uzun süreli belleğe kodlanmasıdır. Dolayısıyla, uyumadan önce ne kadar çok hatırlar ve pratik yaparsak, önemli olduğunda hatırlama şansımız o kadar artar.
Efsane 3: Tercih ettiğimiz öğrenme stilleri vardır.
Eğitmenlerin tercih edilen öğrenme stillerine uyumlu çalışması halinde bireylerin daha hızlı öğreneceği fikri yaygın olsa da, bunu destekleyen hiçbir bilimsel kanıt yok. Bireylerin farklı öğrenme yöntemlerini diğerlerinden daha fazla tercih ettiği doğrudur. Ancak, öğrenmeyi kişiye özel hale getirmenin etkili yolu daha çok öğrenme kabiliyeti ve içerik bilgisiyle ilgilidir. Dolayısıyla, bireylerin yeni materyalleri kavramaları için gereken hızı ve alıştırmaların zorluk derecesini değiştirmek, öğretimi belirli öğrencilere uyarlamanın çok daha iyi yollarıdır.
Efsane 4: En iyi şekilde, materyal basit ve anlaşılır olduğunda öğreniriz.
Yine çekici bir fikir ama doğru değil. Yeni şeyler içeren ve çok katmanlı eğitim, mantık ve akıl yürütmenin kullanıldığı eğitimden çok daha etkilidir.
Efsane 5: Kendimizi güvende hissettiğimizde daha iyi öğreniriz.
İnsanlar biraz rahatsız olduklarında öğrenmeye çok daha yatkındırlar. Genel kanının aksine, araştırmalar şunu gösteriyor: unutma hem hata yapma, her ne kadar hayal kırıklığı ve kendinden şüpheye neden olabilse de yeni bilgileri öğrenmenin ve gelecekte kullanılacak şekilde kodlamanın en güvenilir yollarıdır. En yüksek derecede güvenle yapılan hatalar, en akılda kalıcı olanlar olma eğilimindedir.
Efsane 6: Bilmek = Yapmak
Hepimiz bir şeyleri bilmekle, bu bilgiye dayanarak davranışlarımızı değiştirmek arasındaki boşluğu yaşamış olsak da, tek bir olayın herhangi birinin davranışını değiştirmesine yardımcı olacağına dair umut dolu dilek hiç değişmedi. Bu, her şeyden önce, akıldan ziyade umudun bir örneği—tıpkı bir öğrencinin ders kitabını yastığının altına koyup, içeriğin sihirli bir şekilde zihnine geçmesini umut etmesi gibi..
Açılış konuşmaları ve webinarlar gibi kısa, tek, bağımsız etkinlikler, istenen (veya gerekli olan) bir konuya veya yeni bir beceriye dikkat çekmek, farkındalık, ilgi ve heyecan yaratmak için yararlıdır.
Gerçek öğrenme en iyi şekilde, zaman içinde sık sık tekrarlanan ve bir sonraki kavram için bir temel oluşturan küçük içerik bölümleriyle gerçekleşir. Öğrenme seansları arasında pratik yapmak için özel talimatlar içeren (kolayca kısaltılabilir ve aralıklı hale getirilebilir) sanal öğrenmenin ortaya çıkarak bu kadar etkili olmasının nedeni budur.
İnsan beyni son derece karmaşık bir organdır. Hakkında ne kadar çok şey öğrenirsek, o kadar gizemli hale geliyor gibi görünüyor. Beynimizin bilgisayarlar ve hatta daha yeni yapay zekâ modelleri gibi olduğuna inanmak cazip gelebilir, ancak bu karşılaştırma doğru ve geçerli bir karşılaştırma değildir. Bununla birlikte, kesin olarak bildiğimiz bazı şeyler var ve öğrenme profesyonellerinin bunları bilmesi gerekiyor, böylece amaçlarını destekleyecek yatırım için iş gerekçesini en iyi şekilde oluşturabilirler.
Editörün Notu: Daha fazlasını keşfetmeye hazır mısınız? Bu yılki Blanchard Liderlik Zirvesi’ne katılmaya ne dersiniz? Nörobilim, Öğrenme ve gelişim liderleri, eğitim tasarımcıları ve uzmanları için 24 en iyi uygulama eğitim oturumunun bir parçası olarak keşfedilecek konulardan sadece biri.
Madeleine Homan Blanchard
Madeleine Homan Blanchard’ın ”6 Learning Myths Debunked by Neuroscience” adlı makalesininin çevirisidir.