Liderliğinizi Otopilota Almadığınızdan Emin Olun!
Arabayı kullanırken genellikle kendimi otopilotta bulurum. Hayır, arabamın otopilotu veya sürücü asistanı yok, ancak zihinsel olarak davranışlarım seriye bağlanmıştır. Öyle ki; işe hep bildiğim yoldan gidip geldiğim için, farklı bir yere gidecek olsam bile, farkında olmadan aynı rotayı kullandığımı fark ederim!
Liderlik yolculuğumda da aynı şekilde otopilota aldığım zamanlar olmuştu. Otopilot havayolu pilotları için çok yararlı ve gerekli olabilir ancak liderler için ölümcüldür. Çünkü şirkete gidip gelseniz bile kalbiniz ve aklınız başka bir yerde demektir.
Otopilota aldığınızı gösteren üç işaret:
- Yapılacaklar listeniz düşük etkili taktiksel konularla dolu– Burada liderlik ile yöneticilik arasında farklardan bahsetmeyeceğim ancak aklımdaki en önemli ayrımlardan biri, liderler değişimi başlatırken yöneticiler değişime tepki verirler. Eğer yapılacaklar listeniz, işinizin günlük operasyonlarına ilişkin düşük etkili taktiksel konularla doluyosa otopilottasınız demektir. Yapılacaklar listeniz, büyük resme ve operasyonlarınızda önemli iyileştirmeler sağlayabilecek stratejik konulara odaklanmalıdır.Taktisel konuların olmasında hiç bir sakınca yoktur. Her liderin halletmesi gereken bazı yönetimsel ve operasyonel görevleri vardır. Önemli olan taktiksel ve stratejik konulara ayrılan zaman ve enerjidir. Stratejik konular üzerinde düşünmek için daha çok vakit ayırmalısınız. İşinizin uzun vadeli ihtiyaçlarını düzenli aralıklarla düşünmek ve planlamak için takviminizde yer açın. Müşteriler, paydaşlar ve kurumunuzdaki diğer liderle konuşarak işinize daha geniş bir açıdan bakın. Takviminizin kontrolünü elinize alın ve masanıza gelen acil işlerin tuzağına düşmeyin.
- Kendinizi sürekli tepki verirken yakalıyorsunuz– Liderliklerini otopilota almış kişiler iş şartları değiştiğinde şaşırır. Otopilottaki liderler, durum kriz noktasına ulaşıncaya kadar etraflarındaki değişimden habersizdir. Bu liderler, ancak böylece gerçeklere uyanırlar. Bunun nedeni değişimi başlatan değil, değişime tepki veren olmalarıdır. Liderlerin mevcut durumu araştırma ve analiz etme sorumluluğu vardır. Takımlarını daha iyi bir konuma getirmek için bazı değişikliler yapmalı ve değişen şartlar karşısında sekteye uğramak yerine yeni şartlardan fayda sağlamalıdırlar. Müşterilerin, kurumunuzdaki diğer liderlerin veya hatta çalışanlarınızın getirdiği meselelere sürekli tepki veriyorsanız büyük olasılıkla lider olarak çok pasifsiniz ve olayların sizi yönetmesine izin veriyorsunuz. Bunun yerine proaktif olmalı ve olayları kendiniz şekillendirerek fayda sağlamalısınız.
- Rutininiz bozulduğunda mutsuz oluyorsunuz– Rutinin oldukça iyi olma potansiyeli vardır. Belirli bir rutine sahip olmak uzun dönemde etkili olmanızı sağlayacak güçlü alışkanlıklar yaratabilir. Ancak rutinin aynı derecede kötü sonuçlanma riski de vardır. Rutine giren düzen gevşemeyi de getirir. Çoğu insan rutini olsun ister. Bizler alışkanlıkları olan varlıklarız, bu doğamızda var. Kurumumuzun hedeflerini gerçekleştirmek için liderlik yöntemlerimizi hedeflerle uyumlu hale getirmek yerine duygusal ve zihinsel olarak rutinimizi korumaya eğilimliyizdir. 21. Yüzyıl’da bir lider için en önemli yeteneklerden biri uyum sağlayabilmektir. Değişim hızı her yıl biraz daha artıyor ve ancak uyum sağlayabilen liderler ayakta kalacak. Diğerleri ise geride kalacaklar. Rutininizin bozulduğunu hissettiğiniz için kızgın ve kaygılıysanız çok uzun zamandır otopilotta gidiyor olabilirsiniz.
Pilotsanız otopilotta olmak harika olabilir ancak bir liderseniz hiç de iyi bir fikir değildir. Bunun yerine kendinize sizinle birlikte yükü omuzlayacak kopilotlar bulun. Liderlik bireysel bir spor olmak zorunda değildir ve olmamalıdır. Günümüzün iş ortamı ve kurumlar bir kişinin tek başına liderlik yapması için fazlasıyla hızlı karmaşıktır. Etrafınızda uçağı sizinle birlikte uçuracak yetenekli liderler ve takım arkadaşları olmasına özen gösterin. Böylece otopilotta gitme ihtiyacı dahi hissetmeyeceksiniz.