Tükendiğinizde Kendinize İlham Vermek
Etrafımızda neredeyse herkeste bir bitkinlik var. Peki ihtiyacınız olan canlılığı hemen şimdi geri getirebileceğinizi biliyor musunuz?
Önce, neden tükenmiş hissettiğimizi anlamamız gerekiyor. İki tür tükenmişlik vardır: fiziksel ve psikolojik. Hepimiz fiziksel tükenmenin belirtilerini ve çaresini biliyoruz: yürüyüşe çıkmak, sağlıklı yiyecekler yemek, yoga yapmak, dinlenmek vs. Ancak, iyi bir gece uykusundan sonra bile kendinizi yataktan kazımak zorunda kalıyorsanız, bu muhtemelen fiziksel bir durum değil. Büyük olasılıkla, düşük enerjinizin sebebi zihinsel durumunuz. Yani psikolojik tükenmişlik.
Psikolojik esenliğimiz, belli bir durumda bir seçeneğimiz olduğu , başkalarıyla bağ kurmamız ve karşılaştığımız zorlukların üstesinden gelebilecek kadar yeterli olduğumuz hissine bağlıdır. Mevcut dünya durumunu düşününce, seçimimizin, bağlarımızın ve yeterliliğimizin kuşatma altında olduğunu hissetmemiz şaşırtıcı değil.
Pandemi; Seçimi, Bağ Kurmayı ve Yeterliliği Nasıl Kısıtlar?
Pandemi, seçim duygumuza yani özerkliğimize meydan okudu. “Maske takmak zorundayım. Aşı olmalıyım. Sanal bir ekipte çalışmam gerekiyor.” Aniden, gördük ki seçeneklerimiz sınırlı.

Ancak seçim bir algı meselesidir. Bazı insanlar pandemi sırasında özgürlüklerinin kısıtlandığını hissederek zorluk yaşadılar. İnsanlar, böyle durumlarda genellikle kontrol duygularını geri kazanmak için güven vermeyen seçimler yaparak tepki verirler. Diğer insanlarsa, “Maskemi takarak bakkala gidebilirim veya evde kalıp ürünü internetten sipariş edebilirim,” diye düşünür.
Pandeminin bağ kurma üzerindeki etkisi ortada. Sosyal mesafe konusunda küresel bir deneyin ortasındayız. Gruplar halinde bir araya gelmek riskli. İnsanların yalnızlık duyguları tavan yapmış durumda.
Yeterliliğe gelince, hepimiz yeni koşullar ve taleplerle dolu yabancı bir bölgedeyiz. Yeterlilik kazanmak, maske takarken gözlüğünüzün buğulanmasını önlemeye çalışmak kadar basit olabilir. Yeni bir teknolojide ustalaşmak, çocuklarınıza evde eğitim vermek ve hasta bir yakınınıza bakmak gibi farklı ve zorlu konularda da yeterlilik kazanmak örnek olabilir.
Seçeneklerinizin olmadığına, bağ kurmadığınıza ve yeterlilik kazanmadığınıza dair bir duygunuz olursa, tükenmişlik hissetmeye başlarsınız, psikolojik esenliğiniz azalmıştır. Ancak seçenekleriniz olduğunu, bağ kurduğunuzu ve yeterlilik kazandığınızı yeniden hissedebilir ve ihtiyaç duyulan canlılığı üretebilirsiniz.
Her Zaman Seçenekleriniz Var
Her zaman seçenekleriniz vardır, en zor durumlarda bile. Bir mahkumun seçeneklerinin olmadığını söyleyebilirsiniz, ancak bu yanlıştır. Herhangi bir zorluğa nasıl yanıt vereceğimizi kendimiz seçebiliriz.
Bir nörolog, psikiyatrist, filozof, yazar ve nazi soykırımından kurtulan Viktor Frankl, İnsanın Anlam Arayışı kitabını yazdı. Kitapta, bir toplama kampındayken, açlıktan ölürken ekmeğini paylaştığında bile bir enerji dalgalanması hissettiğini paylaşıyor. Ceza kırbaçlanmakla olsa bile, biri düştüğünde kalkmasına da yardım etmeyi seçmiş. Bu korkunç koşullarda, kimsenin özerkliğini elinden alamayacağı sonucuna varmış. Bu bizim için de kesinlikle doğru. Her zaman bir seçeneğimiz var.
Bilinçli Farkındalık (mindfulness) sahip olduğumuz seçeneklere ilişkin farkındalığımızı artırır. Endişe hissiyle bunalırsak, önümüzdeki seçenekleri görme ve değerlendirme olasılığımız azalır. Anda kalın ve odaklanın. Kendinize şu soruyu sorun, “Şu anda hangi seçeneklerim var?”
Bağ Kurma
Birbirimizle bağ kuracak şekilde var olmuşuz. Bağı hissetmenin harika bir yolu, kendinden daha büyük bir şeye katkıda bulunmak için gönüllü olmaktır. Sosyal mesafeye rağmen, başkalarına yardım etmek için fırsat arayabilirsiniz.
Başkalarına yardım etmenin fiziksel ve psikolojik olarak faydalı olduğuna dair çok güçlü kanıtlar var. Başkalarına yardım etmek, kendimize yardım etmektir. Dolayısıyla, bağlarınızın koptuğunu hissediyorsanız, kendinizden daha büyük; insanları bölen değil birleştiren bir şeyin parçası olarak bunu çözebilirsiniz.
Bağ kurmak koşullarınız ne olursa olsun, bir anlam bulma meselesidir. Anlam bulmak, bencil, ben merkezli veya dünyaya karşı ben tavrı değil; çoğunluğun iyiliğine katkıda bulunmakla ilgilidir. Anlam bulmak bize can ve heyecan verir. Unutmayın, en iyi seçimler anlamlı seçimlerdir.
Yıkıcı zamanlar için bir uyarı. Bir kişiyi veya grubu diğeriyle karşı karşıya getiren veya “onlara karşı biz” zihniyetine dayanan bir gruba mensup olmak, size bağ kurduğunuz hissini vermeyecektir. Bir an için bir boşluğu doldurabilir, ama sonunda sizi boşlukta bırakacaktır.
Yeterlilik: Kendinize Karşı Nazik Olun
Kendimize karşı nazik olmamız gerekiyor. Pandemi, hayatımızda benzersiz bir durum ve bu yeni dünyanın getirdiği zorlukları aşarken hepimiz tökezliyoruz. Kendimize bir mola vermeli ve SLII® Modeli’ni hatırlamalıyız. Hepimiz, etrafımızdaki dünyaya hakim olmak için mücadele eden, hayal kırıklığına uğramış öğrencileriz (“G2”). Maske takarken, evde çalışırken dikkatimiz dağılınca hep G2’deyiz.
G2’de olmak rahatsız edici. (Bu kaçınılmaz aşamada rahat olmak için blog paylaşımımızı okuyun). G2’de olmanın gelişimin doğal bir aşaması olduğunu unutmayın. Proaktif bir biçimde kendinize liderlik ederken bu aşamayı atlatıp ustalığa doğru ilerleyeceksiniz.
Seçenekleriniz Olduğunu Fark Ederek Bağ Kurarak ve Yeterlilik Göstererek Psikolojik Esenliğinizi Artırın
Seçenekler, bağ kurmak ve yeterlilik göstermek psikolojik canlılığın yapı taşlarıdır. Bu da fiziksel enerjiyi canlandırır. Bu nedenle, bir daha halsiz ve bitkin hissederseniz, seçeneklerinizin, kurduğunuz bağların veya yeterlilik gösterme ihtiyacınızın tehdit altında olup olmadığını düşünün. Ardından, seçeneklerinizi değerlendirmek için adımlar atın, seçimlerinizi bütünün yararına katkı sağlayan anlamlı değerlere bağlayın ve ne kadar öğrendiğinizi takdir edin. Kısa süre sonra yeniden canlı hissetmeye başlayacaksınız.